Sen Tıp Eğitimi Almadın, Konuşamazsın! Yorum Yapamazsın! Bu cümleyi en yakınınızdaki bir doktordan, hem de alakasız bir şekilde duyanlardan olsaydınız araştırma yapmak ve bulduklarınızı paylaşmak için ne kadar motivasyonunuz kalırdı? 




Sen Tıp Eğitimi Almadın 


Bu bloga başladığımdan beri çok sık yaşadığım bir durumdan bahsedeceğim. 10 yılı aşkın süre medikal çeviri işi ile uğraşsam da bugüne kadar hiç kimseye ne bir tedavi önerdim ne de haddimi aşacak ve kendimi uzmanmış gibi gösterecek bir cümle kurdum. Çok eleştiri aldım, bazen karşı taraf kendi çapında beni aşağıladı ama beni eleştiren oturdu, ben çalışmaya okumaya devam ettim. 

Blogta, özet çeviri yaptığım bilimsel çalışmaların altındaki kısa yorumlarımı dahi dikkatle ve ucu açık bırakarak yaptım. 


Canan Karatay’ı çok bilgili bulduğum için kendi çevremde aşağılandığım da oldu. Gebelikte şeker yükleme testi ile ilgili aşağılanmanın ötesine geçilip “tıpla ilgili herhangi bir konuda yorum yapmamı yasaklayan” ve beni “cahil ötesi” bulan doktorlar oldu. 

Bazen bu kadar fazla doktorun bulunduğu çevrede doğmasaydım ne olurdu diye düşünüyorum, veya “bu OKUMAYAN DOKTORLARA” gizli bir tepki olarak mı işimi gücümü bırakıp palm yağından yapılma gliserini falan araştırıyorum? 

Bu sitede telif hakkı yok! 


Bu sitedeki makalelere çok emek verdim. Bunları bulup yazabilmek için takip ettiğim 50’ye  yakın yabancı site var. Buradaki kalp cerrahları, İngiltere’deki kalp cerrahlarının tam tersini söylüyor ve işin kötü yanı sadece eleştirip bir tane bile çalışmayı incelemiyorlar. Ben ve benim gibilere söylenen ise:

Sen Tıp Eğitimi Almadın, Konuşamazsın! Yorum Yapamazsın! 

Yazılarımda telif hakkı yok, işinize yarayacak bir bilgi varsa alın kullanın, bloga link vermeniz yeterli. Başkaları da yararlansın diye. Benim derdim yazarak para kazanmak değil. Yazarak birilerine yardımcı olmak, birilerine ilham verip alanda daha fazla araştırılma yapılmasını teşvik etmek. 

Kendi kişisel araştırma deneyimlerimi çoğaltmaya, her gün yeni birşeyler öğrenmeye çalışıyorum. 

Tepki hep olacak ama benim de onlara verdiğim cevaplar var. 

Bana Konuşmamı Yasaklayanlara Cevabım


Evet, ben tıp eğitimi almadım. Çeviri yaparak da tıpta uzman olduğumu iddia etmedim, etmem de. Buna ihtiyacım yok. Peki sen  tıp eğitimi aldın da ne oldu? 

Yabancı yayınları takip ediyor musun? 
Yeni gelişmeleri İngilizce latince karışımı TIPÇA kullanmadan (ki bunu yapabilirsin) bir blog veya makalede anlatmayı denedin mi?
Yeniliklere açık mısın? 
Yabancı dile ne kadar hakimsin?
İnternete ne kadar hakimsin?
Biz 40 sene taşıdğımız vücut hakkında yorum yaptığımızda TIP EĞİTİMİ ALMADIĞIMIZ için saçmalıyoruz da, benim İngilizce İktisat kitaplarımın bir cümlesini dahi anlayamadığın halde niye yeri geldiğinde bana ekonomi dersi vermeye çalışıyorsun? 

Onlar haddini bilmeyecek ama biz bileceğiz öyle mi? 

Kaç doktor, yiyecekleri İLAÇLA DEĞİL YEMEKLE TEDAVİ eden yaklaşımları yakından takip ediyor? 

Gördüğümü söyleyeyim, bence genel olarak doktorlar varsa yoksa ilaç yüklemesi yapıyor. Pek çok hastalık şişmanlıktan meydana geliyor, şişmanlık sorununu çözmek yerine şişmanlık sonucunda ortaya çıkmış pek çok hastalık için tereddütsüz bir avuç ilaç veriyorlar. 

Bakın basit bir örnek vereyim. Pek çok videoda Canan Karatay 48 bilimsel çalışmadan bahsediyor ve bunları isteyene gönderirim diyor. Gebelerde şeker yüklemesine gerek olmadığını ve kandaki trigliserite bakılarak hamilelik şekeri olup olmadığının anlaşılabileceğini söylüyor. 


Hadi Canan Karatay onların deyimiyle haddini aşıyor ve birşey bilmiyor, peki kaç tane doktor çıkıp bu kaynakları inceledi okudu. Ben, Canan Karatay’ın gösterdikleri kaynakları inceleyen ve bu çalışmalar yanlıştır, bilim dergilerinde yayınlanmıştır ama bu kaynaklara  şu şu itirazlar gelmiştir diyen bir makale bulamadım. Bunları yazdığımda alacağım cevap belli:

Sen Tıp Eğitimi Almadın, Konuşamazsın! Yorum Yapamazsın! 

 

E bana da yasakladın, çünkü tıp eğitimi almadım, ben de konuşamam, yorum yapamam. E sen araştırma yapıp beni tatmin edecek argümanlarla Canan Karatay’ın sözlerini çürütemiyorsun, ama benim konuşmam da yasak. 

 

Yurtdışında ve özellikle gelişmiş ülkelerde zorunlu olmayan bir şey olan şeker yüklemesi Türkiye’de rutin taramalardan biri olarak uygulanmaya devam ediyor. 

 

Ama dediğim gibi,

 

Biz Tıp Eğitimi Almadık, Konuşamayız! Yorum Yapamayız! 


Yiyecek Hastanesi


Henüz birçok bölümün Türkçeye çevrilmediği ama benim takip ettiğim bir belgesel serisi var. Diyetisyen, doktor ve hemşire sanırım, bir grup insan İngiltere’de bir hastane açmışlar. Gelen hastalar ilaç tedavisine cevap vermeyen veya ilaç tedavisi istemeyen insanlar. Hastanenin amacı DOĞRU BESLENME İLE HER TÜRLÜ HASTALIĞIN TEDAVİ EDİLEBİLECEĞİNİ ISPATLAMAK

Bazen başarılı oluyorlar bazen başarısız oluyorlar ama en azından deniyorlar, kestirip atmıyorlar. İlaç kullanmak istemeyen insanlara saygı duyup çaba gösteriyorlar. Hastaları dinliyorlar.

Sağlıklı Yaşamak başlığı altındaki yazılara göz atarsanız bu seri ile ilgili başka yazılarımı da bulabilirsiniz.

İnterneti Okumayın diyorlar!

Herhangi bir konuda doktora gitmeden önce internet araştırması yapıyoruz, haliyle doktora gittiğimizde soracağımız bazı sorular oluyor. Doktorların bugüne kadar bana verdikleri cevaplar:

  • İnternete güvenmeyin
  • İnternetten birşeyler okuyup kafanızı karıştırmayın
  • İnternet çöplüktür, bilgi çöplüğüdür

Yahu neden internet bilgi çöplüğü olsun? Gayet sağlam blog ve siteler var. Acaba sen biraz geri kalmış olabilir misin? Çünkü birçok bilgiyi senin meslektaşlarından alıyoruz. Hatta sadece okumuyoruz, online olan doktorlara bizzat sorabiliyoruz. İnternetten birşey araştırmayı kadınlar kulübü tarzı forumlarda sıkça rastlanan canım cicim şekerim konuşmaları sanıyorlar. Kaldı ki, kadınlar kulübü bazı konularda gerçek kullanıcı deneyimi verdiği için sağlam bir kaynak olabilir. Aynı şekilde ESF Forum, elektronik sigara ile ilgili en detaylı bilgilerin bulunabileceği yerdir

Eski çağlardaki mağara adamları değiliz. İnternet gibi bir nimet varken tabii ki yararlanacağız. Madem rahatsız oluyorsun, o zaman aç bir blog ve kendi argümanlarını orada savun. İnternet er meydanı. Okumayın demekle olmuyor. 


Darısı bizdeki okumayan ama okumuş doktorlarımızın başına. 

Not: Bu yazıda Canan Karatay haklı dememin nedeni, Karatay’ın ortaya sunduğu bilimsel yayınlara ait karşı taraftan detaylı bir rapor bulamamış olmamdır. Bunun yerine ya dernekten atıyorlar ya da soruşturma başlatıyorlar. Bu kadın gerçekten haklı olabilir mi, gibi bir yaklaşım görmüyorum. 

Not2: İyi niyetle hasta bakan ve yeni yayınları takip eden az sayıdaki doktora saygım sonsuzdur. Ama o kadar azlar ki, sitemdeki bunca makaleye henüz bir doktordan müspet veya menfi bir yorum gelmedi.

 Not3: Sabah programlarındaki doktorlu programları hiç seyretmedim ve biraz da gıcık oluyorum. Ayrıca etraf kürden geçilmiyor, onları da dinlemiyorum. Tıp işini yalnızca doktorlar yapsın ama doktorlar da “biz olduk deyip 20 sene aynı ilaçları yazmasın, biraz silkelenip kendilerine gelsinler”

 

Post a Comment

Yazı ile ilgili yorumunuz?

Daha yeni Daha eski